Avrupa kalitesi, Asya fiyatı, Türk hızı!

Ekonomist ve hazır giyim ihracatçısı Dr. Timur Bozdemir, ABD’ye gerçekleştirdiği 12 günlük iş gezisinin gözlemlerini Dünya gazetesi okurlarıyla paylaştı.
Türkiye’de bayram tatili nedeniyle piyasalar kapalıyken bu süreyi değerlendiren Bozdemir, perakendeciler ve sektör temsilcileriyle görüşmeler yaptı.
Tüketimde dijital öne çıkıyor
Bozdemir, ABD’nin tüketim alışkanlıklarını büyük ölçüde koruduğunu ancak en canlı dönemini yaşamadığını belirtti.
Perakendecilerin aktardığına göre, fiziki mağazalarda harcama iştahı düşerken online satışlar büyümeye devam ediyor. Toplam tüketimin ise pandemi öncesinin halen altında olduğu vurgulandı.
‘Türkiye: Kaliteli ama pahalı’
ABD’li tekstilcilerin Türkiye’yi “kaliteli üretim yapan, pahalı ama iddialı” bir ülke olarak gördüklerini kaydeden Bozdemir, sokaktaki sıradan Amerikalı için ise Türkiye’nin daha çok “iyi filmleri olan ülke” algısına sahip olduğunu ifade etti.
Bozdemir, ekonomik istikrarsızlığın bazı şirketlerde tedirginlik yaratsa da ticarete engel teşkil etmediği notunu düştü.
İki eyalet Türkiye ihracatının iki katı ithalat yapıyor
Bozdemir’in dikkat çektiği çarpıcı veri şu: New York eyaleti 21 milyar dolarla, Kaliforniya ise 19 milyar dolarla hazır giyim ithalatında ABD’de ilk iki sırada. Sadece bu iki eyaletin toplam ithalatı (40 milyar dolar), Türkiye’nin toplam hazır giyim ihracatının (17.5 milyar dolar) iki katından fazla.
Bozdemir, bu durumu “Türk hazır giyim sektörü, 50 eyaletlik ABD’de tek bir eyaleti bile dolduramamış, ‘ünlü olmadan emekli olmuş Yeşilçam artisti’ konumunda” sözleriyle yorumladı.
Bozdemir, son iki yılda sektörün yüzde 30 küçüldüğünü ve sahneden çekilmek üzere olduğunu ekledi.
New York mu, Kaliforniya mı?
İki eyaleti de ziyaret eden Bozdemir’e göre:
Kaliforniya: Gelir dağılımı oldukça bozuk (En tepedeki yüzde 1, toplam gelirin yüzde 20’sini alıyor). Evsizlik oranı Türkiye’ye göre 4 kat fazla. Lüks semtlerde (kişi başı gelir 200 bin dolar üstü) Avrupa markaları hakim, Türk firmaları yok.
New York: Gelir dağılımı nispeten daha dengeli. Toptan alım ve perakende gücü daha iyi. “Garment District” ile tedarik ve lojistikte avantajlı. Kaliforniya’ya göre fiyatlar daha rekabetçi.
Kaliforniya’da rekabet New York’a göre daha az olsa da fiyatların daha yüksek olduğu, özellikle teknoloji yoğun şehirlerde (robot kuryeler, şoförsüz taksiler) 20 dolarlık farklara takınılmadığı gözlendi.
‘Made in Türkiye’ algısı: Zayıf marka bilinirliği
ABD tüketicisi nezdinde en büyük sorunun Türkiye’nin marka bilinirliğinin çok zayıf olması olduğunu vurgulayan Bozdemir, “‘Made in Türkiye’ etiketi, Bangladeş veya Pakistan kadar olmasa da hâlâ bazı pazarlarda ‘ucuz üretim’ algısı yaratabiliyor” dedi. Türkiye’nin ne Fransa/İtalya gibi bir moda imajı ne de Çin/Vietnam/Bangladeş ile fiyat rekabeti avantajı bulunduğunu kaydetti.
Bozdemir’den ABD’ye satış artışı için 3 kriter öneri
Konumlandırma: “Asya fiyatının biraz üzerinde ama Avrupa kalitesinde” veya “Avrupa kalitesinde ama Avrupa’dan daha hızlı” mesajları verilmeli.
Güçlü Yönlerin Vurgusu: Tasarım yetkinliği ve çevik (hızlı/esnek) üretim kabiliyeti öne çıkarılmalı.
Pazara Özgü & Hedef Odaklı Ürün: ABD pazarının çok segmentli yapısına uygun, hedef kitle netleştirilmiş ürünler (ABD kalıbına uygun hızlı moda, sade/şık ürünler, lüks sokak modası, sorunsuz tedarik).
Vize kolaylığı ve ihracatçıya yeni bakış
Bozdemir, bu stratejilerin hayata geçirilmesi için öncelikle üreticilerin vize sorununun çözülmesi gerektiğinin altını çizdi: “Trump hükümeti ile ilişkiler iyiyken bu fırsat iyi değerlendirilmeli. Buna herkesten çok Hazine’mizin ihtiyacı var.” İhracatçının sadece döviz getiren bir kaynak değil, aynı zamanda “yurtdışındaki iyi uygulamaları ülkesine taşıyan bir kültür elçisi” olarak görülmesi gerektiğini savundu. “Satın alma gücü bizim beş katımız olan bu ekonomiden öğrenecek çok şeyimiz var” diyerek sözlerini tamamladı.