“Yenilenebilir enerji tedarik anlaşmaları sanayiye rekabet gücü katıyor”

AA’dan Firdevs Yüksel’e değerlendirmelerde bulunan Güllü, yenilenebilir enerji maliyetlerinin hızla düşmesiyle birlikte piyasa temelli finansman modellerinin öne çıktığını, bu kapsamda YETA’nın şirketler için giderek daha cazip hale geldiğini vurguladı.

Üreticiler ile özel sektör arasında uzun vadeli enerji alım sözleşmeleri şeklinde uygulanan YETA modelinin, üreticilere finansman kolaylığı sağladığını, alıcılar açısından ise düşük emisyonlu enerjiye erişim sunduğunu kaydeden Güllü, “YETA, kamu bütçesine yük getirmeden yeni yatırımları mümkün kılan piyasa bazlı bir finansman mekanizmasıdır.” dedi.

Güllü’nün verdiği bilgilere göre, YETA özellikle ABD ve Avrupa’da hızla yaygınlaşıyor. İspanya, Almanya ve İskandinav ülkelerinde sanayi ve teknoloji devleri tarafından tercih edilen model, Amazon, Meta, Google ve LyondellBasell gibi şirketlerin de enerji tedarik stratejilerinde yer alıyor.
2008’den bu yana imzalanan anlaşmaların toplam kapasitesi 198 GW’a ulaştı. Bunun 20,9 GW’ı Amerika kıtasında, 15,4 GW’ı ise Avrupa’da gerçekleşti.

Komşu ülke Yunanistan’da ise çiftçilere ve sanayiye öncelikli şebeke bağlantısı verilmesi uygulamanın hızla yaygınlaşmasına katkı sağladı.

Türkiye’nin net sıfır hedefinde rolü

Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefinde yenilenebilir enerjinin kilit bir rol oynadığını belirten Güllü, ülkenin potansiyelinin rüzgârda 140 GW, güneşte 220 GW seviyesinde olduğunu ifade etti. Bu hedefe ulaşmak için kamu desteklerinin yanı sıra YETA gibi piyasa mekanizmalarının da devreye girmesi gerektiğini vurguladı.

Ancak Güllü, modelin yaygınlaşması için düzenleyici eksikliklerin giderilmesi, fiyat ve piyasa öngörülebilirliğinin artırılması, kur riskine karşı kamu destekli garanti mekanizmalarının oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.

Güllü, YETA’nın sanayi kuruluşlarına uzun vadeli maliyet öngörülebilirliği sunduğunu belirterek, “Bu anlaşmalar, ihracat yapan firmaların sürdürülebilirlik performansını güçlendirerek maliyet istikrarı ve risk yönetimi avantajı sağlar, rekabet gücünü artırır.” diye konuştu.

Ayrıca, YETA’nın karbon ayak izini azaltma hedefleri doğrultusunda ihracatçılar için önemli bir kanıt aracı haline geldiğini söyleyen Güllü, bu mekanizmanın öz tüketim yatırımlarına göre küçük ve orta ölçekli firmalara daha fazla esneklik sunduğunu aktardı.

Yenilenebilir enerji yatırımcıları için finansman erişimini de kolaylaştıran YETA’nın, uzun vadeli sabit fiyat yapısıyla projeleri daha düşük riskli hale getirdiğini dile getiren Güllü, karbon fiyatlandırmasının devreye girmesiyle bu anlaşmalara olan talebin daha da artabileceğini kaydetti.

Güllü, “Fosil yakıt kullanan firmalar, uluslararası yakıt maliyetlerindeki dalgalanmalara ve karbon vergilerine karşı savunmasız hale geliyor. Buna karşılık, YETA ile yenilenebilir kaynaklardan sağlanan elektrik sanayide daha öngörülebilir maliyetler ve artan rekabet gücü sunar.” ifadelerini kullandı.

Başa dön tuşu