BM Plastik Görüşmeleri Çıkmazda – İklim Haber

BM plastik görüşmelerinde yaşanan çıkmaz, sulandırılmış “kötü” bir anlaşmaya varılacağına dair endişe yaratıyor. Plastik ve fosil yakıt üretiminde büyük payı olan bazı ülkelerin yalnızca atık yönetimine ve geri dönüşüme yoğunlaşmaları ve görüşmelere fosil yakıt ve kimya lobicilerinin aktif katılımı endişelerin kaynağı.
Küresel plastik anlaşmasının son halinin belirlenmesine yönelik görüşmeler çıkmaza girmişken, plastik üretimindeki artışı ele almayan “kötü” bir anlaşmayı kabul etmemeleri için ülkeler üzerindeki baskı artıyor.
Climate Home News tarafından düzenlenen bir web seminerinde konuşan Panama’nın iklim değişikliği özel temsilcisi Juan Carlos Monterrey-Gómez, ülkesinin yalnızca atık yönetimiyle ilgilenen bir anlaşmayı reddedeceğini söyledi. Bu yaklaşım, fosil yakıt üreten bazı ülkeler tarafından ısrarla savunulurken, Monterrey Gomez,“İhtiyacımız olan bu değil” dedi.
Orta Amerika ülkesi Panama, plastik üretiminin 2060’a kadar üç katına çıkacağı öngörüsüne karşı, üretimin “sürdürülebilir seviyelere” düşürülmesini talep eden yaklaşık 100 ülkelik bir grubun içinde yer alıyor. Şu anda Cenevre’de yapılmakta olan ve son oturum olması planlanan görüşmelere temel oluşturan yetki belgesi de, anlaşmanın plastiklerin “tüm yaşam döngüsünü” kapsaması gerektiğini belirtiyor.
“Yaşam döngüsü, kullandığımız tüm plastik ürünlerin hammaddesi olan polimerlerin üretimiyle başlar,” diyen Monterrey-Gómez, plastik polimerlerin neredeyse tamamının fosil yakıtlardan türetildiğini vurguladı. Ancak başta Körfez ülkeleri olmak üzere, Rusya, Hindistan ve ABD’nin de dahil olduğu bir grup ülke, anlaşmanın yalnızca geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi “aşağı yönlü” önlemlerle sınırlı kalması gerektiğini savunuyor.
Cenevre’de Fosil Yakıt Etkisi
Panamalı müzakereciye göre, plastik üretiminin azaltılıp azaltılmayacağı konusundaki uzun süredir devam eden çıkmazın temelinde, petrokimya endüstrisinin müzakereler üzerindeki etkisi yatıyor. “Kontrolsüz plastik üretimi, petrokimya endüstrisinin B planı – çünkü dünyanın fosil yakıtlardan uzaklaşıp yenilenebilir enerjiye yöneldiğini biliyorlar” diyen Monterrey-Gómez, “Bu müzakerelere sızdılar, çıkarlarını ve kârlarını herkesin zararına olacak şekilde korumaya çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi’nin (Center for International Environmental Law – CIEL) analizine göre, Cenevre’deki görüşmelere 234 fosil yakıt ve kimya sanayi lobicisi katıldı. Üstelik bu sayı, AB’nin 27 üye devleti ile tüm delegasyonunun toplamından fazla.
Fosil yakıt endüstrisinin varlığı, geçen yıl Azerbaycan’daki COP29 gibi BM iklim zirvelerinde de oldukça belirgindi. Zirvede, 1700’den fazla kömür, petrol ve gaz lobicisi katıldı– bu sayı, iklim değişikliğine en duyarlı 10 ülkenin toplam delegasyon sayısından fazlaydı.
CIEL’den kıdemli avukat David Azoulay, Climate Home’un web seminerinde yaptığı konuşmada, ülkelerin çoğunun müzakerelere iyi niyetle katıldığını, ancak “çekirdek bir petrol ve gaz üreten ülke grubunun” görüşmeleri aktif biçimde tıkadığını belirtti.
Öte yandan, bir tür sanayi ticaret birliği olan Uluslararası Kimya Dernekleri Konseyi (International Council of Chemical Associations – ICCA) ise yaptığı açıklamada, temsilcilerinin “hükümetleri dinlemek, karşılaştıkları zorlukları anlamak ve plastik kirliliğini sona erdirmeye yardımcı olabilecek çözümler ve teknik uzmanlık sunmak için” orada olduklarını iddia etti.
Bazı Ülkelerin Çabaları Son Derece Olumlu
Bugün (12 Ağustos), 70’ten fazla bakanın Cenevre’ye gelerek görüşmelere siyasi ivme kazandırmaya çalışması beklenirken, müzakereler hâlâ kapalı kapılar ardında yürütülüyor ve olası çözümler aranıyor. Monterrey-Gómez, kendilerini “yüksek hedef koalisyonu” olarak tanımlamayan Çin, Endonezya ve Güney Afrika gibi ülkeleri, “iyi niyetle” hareket ettikleri ve “bizi olmamız gereken yere yönlendirecek fikirler sundukları” için övdü.
Monterrey-Gómez’in aktardığına göre, Çin görüşmelerde , plastik ürünlerin üretim aşamasında ortaya çıkan kirliliğin önlenmesine yönelik bir teklif sundu. Çin ayrıca Endonezya, Japonya tarafından sunulan ve ülkelerin “plastiklerin yaşam döngüsü boyunca sürdürülebilir tüketim ve üretimini teşvik etmek için işbirliği yapmalarını” öngören öneriyi destekledi.
Yanı sıra Güney Afrika, gelecekteki bir COP’un plastik tüketimi ve üretimini “yönetmesi” gerektiğini belirten bir metin sundu.
Monterrey-Gómez, bu ülkelerin Cenevre’deki pozisyonlarını ilerlettiğini çünkü plastik kirliliğiyle mücadele etmenin ekonomik faydasını net bir şekilde gördüklerini ifade etti.
CIEL’den Azoulay ise “kötü bir anlaşmanın” sadece süreci geciktirmekle kalmayıp mevcut durumu da “fosilleştireceği” ve eylemi engelleyeceği konusunda uyardı.