Çin’in 2035’e kadar enerjisinin yarısını güneş ve rüzgârdan karşılaması gerekiyor

Cell Reports Sustainability dergisinde yayımlanan araştırma, Paris Anlaşması kapsamında ülkelerin beş yılda bir sunmakla yükümlü olduğu yeni iklim planlarının gündemde olduğu bir dönemde dikkat çekti. Çin’in 2035 Ulusal Katkı Beyanı (NDC) güncellemesi, küresel sıcaklık artışını 2°C’nin altında tutma hedefi açısından belirleyici bir rol oynayacak.
Araştırmanın başyazarı ve Kaliforniya Üniversitesi San Diego bünyesindeki Jacobs Mühendislik Okulu’nda görev yapan Doç. Dr. Michael Davidson, Çin’in küresel sera gazı emisyonlarının yaklaşık yüzde 30’unu oluşturduğunu vurguladı. Davidson, “Çin olmadan iklim değişikliğine çözüm bulmak mümkün değil” diyerek, ülkenin alacağı kararların küresel iklim mücadelesinin seyrini belirleyeceğini söyledi.
Fosil yakıtların payı yüzde 20’ye düşebilir
Çalışmaya göre Çin’in rüzgâr ve güneşten elde ettiği elektrik üretimini 2035’e kadar 2.910 ile 3.800 GW seviyelerine çıkarması gerekiyor. Bu, mevcut 1.200 GW’lık kapasitenin neredeyse üç katına denk geliyor. Çin’in 2024 yılında rekor kırarak 357 GW yeni yenilenebilir enerji kurulumuna ulaşması, bu hedefin gerçekçi olduğunu gösteriyor.
Araştırmacılar, hidro, nükleer ve biyokütle dahil olmak üzere toplam temiz enerji payının 2035’te yüzde 80’e ulaşması gerektiğini belirtiyor. Bu hedefler doğrultusunda kömür ve doğalgazın elektrik üretimindeki payı ise yüzde 20’nin altına gerileyebilir.
Davidson, üretim payı odaklı hedeflerin, ekonomik ve enerji tüketimiyle ilgili belirsizlikler karşısında enerji planlaması açısından sağlam bir yöntem sunduğunu ifade etti. Çin’in 2060 yılına kadar karbon nötr olma hedefi doğrultusunda bu yaklaşımın, net ve uygulanabilir bir yol haritası sunduğu değerlendiriliyor.
Araştırma ekibi, Çin’in farklı bölgelerinde rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin nerelere kurulabileceğini dikkate alan senaryolar oluşturarak, teknik kısıtlar ve ekonomik belirsizlikleri de hesaba kattı. Elde edilen bulgular, Çin’in iklim taahhütlerine uyumlu bir enerji dönüşümünü nasıl gerçekleştirebileceğine dair somut öneriler sunuyor.
Araştırma, yalnızca Çin için değil, enerji dönüşümünde güneş ve rüzgârın artan rolüne odaklanan diğer ülkeler için de yol gösterici bir kaynak olarak değerlendirilirken, Davidson ve ekibi, çalışmanın politika yapıcılara veri temelli bir kıyaslama aracı sunduğunu belirtiyor.