Tekstil bu ülkenin ana sektörüdür

Türkiye Tekstil, Örme ve Giyim Sanayi İşçileri Sendikası (TEKSİF) Genel Başkanı Nazmi Irgat, TEKSİF Çerkezköy Şubesi’nin 16. Olağan Kongresi’ne katılarak dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan Irgat, 1980’li yıllardan bu yana uygulanan neoliberal politikaların Türkiye’yi büyük bir ekonomik çıkmaza sürüklediğini belirtti. “Devlet üretimden çekildi, ucuz emek ve hammadde peşinde koşuldu. Bu sistem daha önce de 1929 buhranını doğurmuştu. Bugün geldiğimiz noktada yine zengin daha zengin, yoksul daha yoksul oldu” diyen Irgat, Türkiye’de emeğin dışlandığı bir sistemin yürürlükte olduğunu söyledi.

‘Krizlerin bedelini işçi ödüyor’

1994, 2001, 2008 ve 2018’den bu yana süren ekonomik krizlere değinen Irgat, bu krizlerin faturasının her defasında çalışan kesime çıkarıldığını belirtti. “Biz bu krizlere alıştık ama bu, kabul ettiğimiz anlamına gelmiyor. Şu anda da adı konmamış bir ekonomik kriz yaşıyoruz” diyen Irgat, Türkiye’deki vergi sistemine de sert tepki gösterdi. “Türkiye’de en yüksek vergiyi emekçiler ödüyor. Maaşlardan doğrudan kesiliyor ama asıl ödemesi gerekenler bu yükten kaçıyor” ifadelerini kullandı.

‘Tekstil bu ülkenin ana sektörüdür’

Türkiye’de sanayileşmenin temel taşlarından birinin tekstil sektörü olduğunun altını çizen Irgat, “TEKSİF olarak tekstil sektörünün refaha kavuşması için büyük çaba gösteriyoruz. Ama işçilik maliyetleri yüksek denilerek firmalar yurtdışına kaçıyor. Kuzey Afrika’ya, Balkanlara gidiyorlar. Biz bunu kabul etmiyoruz” dedi. Sektörün katma değerli ürün üretme kapasitesine ulaştığını vurgulayan Irgat, “Tekstil bitmez kardeşim. İnsan oldukça tekstil de olacak. Bu sektöre sahip çıkmak zorundayız” diye konuştu.

‘Sanayiye sahip çıkmak medeniyete sahip çıkmaktır’

İrgat, Türkiye’de tekstil ve sanayinin yeterince desteklenmediğini belirterek, “Sanayi demek medeniyet demektir. Bu ülkede hem tarım hem sanayi birlikte gelişmeli. Ancak 20 yıldır uygulanan ekonomi politikası, yüksek faiz-düşük kur anlayışı sanayiyi bitirme noktasına getirdi. Artık bu sistem sürdürülemez. Atatürk’ün çizdiği sosyal devlet anlayışı yeniden devreye sokulmalı” dedi. İşgücü piyasasındaki sıkıntılara da değinen Irgat, “Çalışanlarımız mutsuz. Geleceğe dair kaygı taşıyan bir insan nasıl verimli olabilir? Bu insanlar geçinemiyor. Asgari ücret sanayide bir istisna olmalı ama bugün milyonlarca insan asgari ücrete mahkûm” dedi. Vergi sistemine de bir kez daha vurgu yapan Irgat, “Çalışanlar katmerli vergi ödüyor. Bu insafsızlık. Buna bir çözüm bulunmalı” diye konuştu.

‘Sendikal örgütlenmeye engel olunuyor’

Konuşmasında sendikal haklara da değinen Irgat, “İnsanlar örgütlenmekten korkuyor çünkü baskı görüyorlar. Oysa sendikalar işçilerin birliğidir. İşverenler de toplu iş sözleşmelerine uymak zorundadır. TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarıyla yaşadığımız hayat arasında büyük fark var. Alım gücünün bu kadar düştüğü başka bir dönem hatırlamıyorum” dedi. Konuşmasının sonunda örgütlü mücadelenin önemine dikkat çeken Irgat, “Hiçbir zaman yılmayacağız. Bu krizden çıkmak zorundayız. Biz işimizi ve işverenimizi namusumuz gibi koruruz. Ama insan gibi yaşayacak bir ücret almak da hakkımız. Emeği merkeze alan bir ekonomik düzen kurulmadıkça bu çarpıklık düzelmez” dedi.

Başa dön tuşu