Sorun yapısal boyutu aştı, varoluşsal krize dönüştü

DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve Saadet Partisi’nin Meclis’te oluşturduğu Yeni Yol Grubu tarafından Meclis Başkanlığına sunulan, tekstil sektöründe yaşanan sorunlarla ilgili Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin önergenin görüşmeleri genel kurulda yapıldı.

Genel Kurul’da önergenin gerekçesini açıklayan Yeni Yol Partisi Grup Başkan Vekili ve (DEVA) Mersin Milletvekili  Mehmet Emin Ekmen, hazır giyim sektörünün yanlış ekonomi politikalarının bir sonucu olarak büyük bir yapısal, hatta varoluşsal kriz içerisine düştüğünü söyledi.

Tekstilde krizin temel nedenleri

2023 yılında 19,3 milyar dolarlık ihracatıyla 14 milyar dolarlık dış ticaret fazlası yaratan sektörün 2022 yılından bu yana ciddi bir darboğaza girdiğini kaydeden Ekmen, krizin temel nedenlerini şöyle sıraladı:

-Artan yüksek enflasyon,

– İşçilik giderleri,

– Enerji ve kira gibi üretim maliyetlerindeki hızlı artış,

– Krediye erişimdeki sıkışıklık,

– Yanlış kur politikaları.

‘Üreticilerin yüzde 75’i zararda’

İhracat rakamlarının 2025 yılının ilk altı ayında ciddi bir gerilemeye işaret ettiğini belirten Ekmen, “Türkiye Giyim Sanayicileri Derneğinin verilerine göre, 2023 yılı itibarıyla üreticilerin yüzde 75’i zarar etmekte ve maliyetlerini karşılayamayacak durumdadır; hepinizin iyi bildiği büyük giyim firmalarının birçoğu konkordato ilan etmekte ya da iflas başvurusunda bulunmaktadır.” dedi.

Diyarbakır Tekstil İhtisas OSB’de 70 fabrikadan 20’sinin kapandığını, ihracatta yüzde 30 daralma yaşandığını ve Türkiye genelinde 600 bini bulan toplam istihdamda çok ciddi gerilemelerle karşı karşıya kalındığını ifade eden Ekmen, sektörün yurt dışına göç ettiğini hatırlattı:

‘Mısır’ın en büyük yatırımcıları Türkler’

“Türkiye’deki tekstil üreticileri, yüksek kur ve Mısır’daki işçilik ve diğer maliyetlerinin düşüklüğü nedeniyle yatırımlarını Mısır’a taşımaktadır. Türkiye tarihinde ilk defa tekstil yatırımlarının yurt dışındaki yıllık yatırım miktarı, yurt içindeki yatırımı miktarının tam 3 katı hâline gelmiştir. Mısır’da en büyük tekstil yatırımcıları artık Türk firmalarıdır ve Mısır’ın ihracatının üçte 1’ini Türk firmaları sağlamaktadır. Gerçekten üzerinde uzun uzun tefekkür edilmesi, sebeplerinin iyi düşünülmesi gereken bir tabloyla karşı karşıyayız.”

Son 10 yılda Batman, Mersin, Şırnak ve Van gibi illerde oluşmuş tekstil atölyelerinin kapanması nedeniyle bir de iç göç hareketi başladığını kaydeden Ekmen, “Yani bu illerimize gelen vatandaşlarımız tekrardan İstanbul, Bursa, Denizli gibi illere göç etmek zorunda kalmıştır. TÜİK verilerine göre, İstanbul’a ve bu Ege illerine yapılan göçün çok önemli bir kısmı, maalesef, bu bölgelerden gerçekleşmektedir ve gidilen yerde kayıtsız, güvencesiz, düşük ücretli koşullarda çalışmalar yürütülmektedir.” diye konuştu.

Hazır giyim ve tekstil sektöründe yaşanan maliyet baskısı, istihdam kaybı, ihracatta gerileme ve uluslararası rekabet gücünün zayıflaması gibi konuların geniş bir şekilde ele alınma gerektiğini belirten Ekmen, şöyle devam etti:

‘Yapısal krizi aşan bir tablo’

“Yüksek işçilik maliyetleri, SGK primleri, enerji fiyatları, ham madde ve yardımcı malzemelerdeki yüksek gümrük vergileri ve en önemlisi baskılanmış kur politikaları bir araya geldiğinde, bunların yanında finansmana erişim güçlüğü, yüksek faiz oranları ve EXIMBANK desteklerinin azalan trendi sektörde varoluşsal bir kriz yaratmış durumdadır; yapısal bir krizi aşan bir tabloyla karşı karşıyayız.

‘Kurun baskılanmasıyla girdilerde yüzde 30 ilave artış yaşandı’

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneğinin verilerine göre, bugün itibarıyla Türkiye’de öncü bir kuruluş olan, büyüyen bir pazar unsuru olan tekstilde küçülme, daralma ve kapanmayla karşı karşıyayız. Özellikle Afrikalı, Kuzey Afrikalı rakipleriyle artık rekabet edemeyen bu sektörde -şüphesiz bu duruma yol açan en önemli mesele- kur, faiz ve enflasyon politikalarındaki yanlışlık sonucu resmî verilere göre TÜFE yüzde 138, işçilik yüzde 249, finansman maliyeti yüzde 258 artarken kur yüzde 101 oranında artmıştır. Yani sadece kur artışının baskılanması nedeniyle tekstil sektörünün girdilerinde yüzde 30 ilave bir artış yaşanmış ve bu da rekabeti önemli ölçüde kırmıştır.”

Ekmen, TGSD’nin çözüm önerilerini de Meclis’te hatırlattı:

TGSD’nin çözüm önerileri

“Döviz kurunun gerçekçi bir rakama ulaşması, değil ise ihracatçıya en az yüzde 10 oranında döviz dönüşüm desteğinin verilmesi, yine KOBİ’ler aracılığıyla çalışan başına minimum 2.500 liralık bir destek verilmesi, yeni teşvik mekanizmalarının hayata geçirilmesi, mikroihracat ve KDV iade süreçlerinin kolaylaştırılarak gümrükleme ve nakliye maliyetlerinin düşürülmesi, kadının istihdama katılımıyla ilgili olarak başta kreş olmak üzere birçok konunun gündeme getirilmesi.”

Başa dön tuşu