Suyu Temel bir Kamusal Hak Olarak Tanımlamak Zorundayız

Su krizinden insan faaliyetleri kaynaklı iklim değişikliğinin yanı sıra, siyasi tercihler ve ihmallerin sorumlu olduğunu vurgulayan CHP’li Rızvanoğlu “İktidar suyu yönetemiyor” dedi.
TBMM’de su krizine ilişkin basın toplantısı düzenleyen CHP İstanbul Milletvekili Evrim Rızvanoğlu, Türkiye’nin hızla geri dönülmez bir felakete sürüklendiğini söyledi. “İzmir’den Konya’ya, Aksaray’dan İstanbul’a… Yeraltı suları çekiliyor, obruklar açılıyor, göller kuruyor, barajlarımızdaki su damla damla tükeniyor. Kritik eşik çoktan geçildi; hem toprağın altı hem de üstü susuzluğun pençesinde” diyen Rızvanoğlu, Birleşmiş Milletler’in Türkiye’yi en riskli 17 ülke arasında gösterdiğini hatırlattı. “Bugün kişi başına 1.313 metreküp su düşüyor, 2030’da 757’ye gerileyerek bizi su fakiri yapacak” sözleriyle tabloyu özetledi.
Krizden yalnızca iklimin değil, yanlış siyasi tercihler ve ihmallerin sorumlu olduğunu vurgulayan milletvekili, “Bu iktidar suyu yönetemiyor” dedi. Havzalarda kapasitenin üzerinde su tahsisi yapıldığını, tarımsal sulamada israf yaşandığını, suyu korumak için ayrılan bütçenin harcanmadığını, maden ruhsatlarının rekor hızla dağıtıldığını, yerel yönetimlerin karar mekanizmalarından dışlandığını belirtti. İstanbul özelinde ise Ömerli Havza Planı’nın yıllardır bekletildiğini, Melen Barajı’nın çürütüldüğünü ve Sazlıdere Barajı’nın Kanal İstanbul uğruna feda edildiğini söyledi. “İstanbul bir gün bile susuz kalamaz, çünkü bu kentin su güvenliği Türkiye’nin güvenliğidir” diyen Rızvanoğlu, “Başka bir su politikası mümkün. Suyu meta değil, temel bir kamusal hak olarak tanımlamak zorundayız” sözleriyle çözüm çağrısı yaptı.
“Maden Ruhsatları Veriliyor, Sular Korunmuyor”
Bütçedeki harcama eksikliğine değinen Rızvanoğlu, “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2025 bütçesinde ‘Su Kaynaklarının Korunması’ programı için 509 milyon lira ayrılmış. Ama yılın ilk altı ayında sadece yüzde 24’ü harcanmış. Her yerde su kesintisi yaşanırken, insanlar musluktan su bulamazken bu paralar nerede? Suyu korumaya ayrılan kaynak, saraylara, makam araçlarına, yandaş ihalelere gidiyor” diye konuştu.
Rızvanoğlu, “Su Yönetimi Raporu ‘Maden ruhsatları verilirken yeraltı sularına etkiler dikkate alınmalı’ diyor. Peki iktidar ne yapıyor? Tam tersini. Meclis’ten ‘süper tehdit yasası’nı geçiriyor, maden şirketlerine rekor hızla izin veriyor, ÇED süreçlerini kısaltıyor. Suyun korunması mı? O yine ikinci plana atılıyor” ifadelerini kullandı.